Granüloma Annulare Nedir?
Granüloma Annulare Nedir?
Granuloma annulare, ciltte halka şeklinde, pürüzsüz, genelde kırmızı, sivilce benzeri döküntüler (papül) veya kabarıklık (plak) olarak görülen bir hastalıktır.
Granuloma annulare genellikle çocuklarda, gençlerde ve erken yetişkinlik döneminde görülür. Yaygın olarak görülen formu ise daha çok 50’li yaşlarda oluşur. Kadınlarda erkeklere oranla 2 kat daha sıktır.
Granuloma Annulare Nedeni
Granuloma annulare, dermis adı verilen cilt bölümüne karşı gelişen bir tür alerjik reaksiyondur. Bu reaksiyonu enfeksiyonlar, cilt travması, zona, böcek ısırığı, aşılar gibi durumlar tetikleyebilir. Ayrıca özellikle tüm vücutta lezyonların görüldüğü generalize granüloma annularede genetik faktörler etkili olabilir.
Otoimmün tiroidit, diyabet mellitus, hiperlipidemi gibi hastalıklar nadiren lenfoma, HIV enfeksiyonu ve diğer tümörler granuloma annulere ile ilişkilendirilmiştir.
Granüloma Annulare Belirtileri
Granuloma annulare vücudun herhangi bir bölgesinde ortaya çıkabilir, bazen de tüm vücutta yaygın olabilir. Hastalık sadece deriyi etkiler.
Granuloma annulare döküntüsü olan yerler genelde travmaya hassastır. Var olan halka şeklindeki döküntüler yavaşça büyüyerek şekil, boyut ve yer değiştirebilirler.
Lokalize granuloma annulare: En sık görülen granuloma annulare türü, lokalize olandır. Lokalize granuloma annulare daha çok çocuklarda görülür.
Cilt renginde veya kırmızı kabarcıklar bir araya gelerek özellikle parmak eklemlerinin üzerinde halkalar oluşturur. Döküntülerin yüzeyi pürüzsüzdür ve her halkanın merkezi genellikle biraz çökmüştür.
Lokalize granuloma annulare genellikle parmakları veya her iki elin üstünde görülür. Ancak aynı zamanda ayak ve ayak bileği üstünde, bir veya her iki dirseğin üstünde de sık görülür.
Halkalar tek veya çok sayıda olabilir. Halka şeklini koruyarak dışa doğru büyür ve sonunda kaybolur.
Generalize granuloma annulare: Generalize granuloma annulare genellikle yetişkinlerde cilt renginde, pembemsi veya hafif morumsu renkte yaygın lekeler olarak ortaya çıkar.
Küçük kabarıkcıklar etrafında sınırları çok belirgin olmayan 10 cm’ye kadar büyüyebilen halkalar oluşur. Sıklıkla koltuk altı, kasık gibi gövdenin deri kıvrımları etrafında bulunurlar. Kaşıntı yaygın görülen bir semptomdur. Generalize granüloma annulare, HIV ile en sık ilişkilendirilen formdur.
Subkutan granuloma annulare: Subkutan granuloma annulare, çocuklarda görülen nadir bir formdur. Saç kenarlarında, parmak uçlarında ve kaval kemiklerinde lastik kıvamında yumrular (nodüller) olarak ortaya çıkar.
Subkutan granuloma annulare, romatoid artritteki nodüllere çok benzer. Ancak ikisinin birbiri ile ilişkisi yoktur.
Perforan granuloma annulare: En sık çocuklarda ve genç erişkinlerde görülen bu türde, zamanla berrak veya beyaz sıvı akıtan, kızarık veya deri renginde sivilce benzeri döküntüler görülür. Bazı hastalarda ağrı ve kaşıntı görülebilir.
Atipik granuloma annulare: Atipik granuloma annulare, yüz, avuç içi ve kulak gibi alışılmadık bölgelerde görülen türdür.
Granuloma annulare genellikle karakteristik görünümü ile teşhis edilebilir. Ancak bazen teşhiste zorlanıldığında diğer hastalıkları dışlamak için biyopsi yapılabilir.
Granuloma Annulare Tedavisi
Genelde granüloma annulare kendiliğinden birkaç ay içinde iyileşir ve iz bırakmaz. Bu nedenle şikayeti olmayan hastalarda tedavi yapılmayabilir. Ancak uzun süren ve kişiyi rahatsız eden lezyonlar varlığında tedavi yapılmalıdır.
En sık görülen lokalize granuloma annularede ve başlangıç aşamasında krem tedavileri kullanılır. Kortizon içeren kremler sabah akşam olarak en sık kullanılan ilaçlardır. Bunun dışında takrolimus ve pimekrolimus içeren kremler de kullanılabilir.
Kremler dışında büyük ve tek olan lezyonlarda, döküntü içerisine kortizon enjeksiyonları, kriyoterapi, ablatif lazer tedavileri kulllanılabilir.
Generalize granuloma annulare ve krem tedavilerine yanıt vermeyen hastalıkta, sistemik hap ve iğne tedavileri kullanılır. En sık kullanılan tedavi kortizon içeren iğne veya haplardır. Bunun dışında izotretinoin, dapson, hidroksiklorokin, siklosporin içeren ilaçlar da kullanılabilir. Dar bant UVB başta olmak üzere fototerapiler de (ışık tedavisi) tedavide denenebilir.
